İran’la anlaşma Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

İran’la anlaşma Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?
İran’la anlaşma Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

Türkiye 77 milyonluk İran pazarını fırsata dönüştürebilir…

İran ile P5+1 ülkeleri (Almanya, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) arasında nükleer anlaşmaya varıldı. Buna göre İran üzerindeki amborgalar esnetilirken, karşılığında İran nükleer programında kısıtlamalara gidecek. Anlaşmanın kesintisiz biçimde ve tam olarak uygulanması bölgede ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Anlaşma Kongre ve İran’ın ruhban sınıfı tarafından onaylanır ve İran, Uluslararası Atom Enerjisi Kurulu’nun denetim şartlarını yerine getirirse petrol satışı ve finansal ambargoların 6 ile 12 ay içinde kaldırılması beklenmektedir.

Bu gelişme dünya ekonomisinde aşağı yönlü risklerin ağırlık kazandığı bir dönemde bölge ekonomileri ve Türkiye açısından sevindirici bir gelişme oldu. Bölgenin en istikrarlı ekonomisi Türkiye’nin bu gelişmelerden hem enerji hem de dış ticaret ve finans kanallarından olumlu etkilenmesi beklenmektedir. Piyasaların ilk tepkisine bakılacak olursa artması beklenen ihracat ve yatırımlar ile olası enerji boru hatlarının olumlu fiyatlamaya dahil olduğunu görüyoruz.

PETROL FİYATLARININ DÜŞÜK SEYRETMESİ LEHİMİZE

İran, uluslararası enerji arz güvenliği ve geniş petrol ve doğal gaz kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir. Dünya petrol rezervlerinin %9.3üne sahip olan İran, Venezuela, Suudi Arabistan ve Kanada’nın ardından dördüncü sırada yer almaktadır.  Arz fazlasının petrol fiyatlarını düşürdüğü bu dönemde İran’ın arzı petrol fiyatlarını aşağı çekebilir. Global Petrol fiyatlarındaki yüzde 10’luk kalıcı bir düşüşün Türkiye’ye etkisi, Cari İşlemler Dengesinin GSYH’ye oranında 0,4 puanlık bir iyileşmenin yanı sıra enflasyonun 0,3 puan düşmesi ve GSYH büyümesinin 0,2 puan artması yönünde olacaktır.

ENERJİ KORİDORU OLABİLİRİZ

İran doğalgazının Avrupa pazarına Türkiye üzerinden ulaşması ve ardından Rus, Azeri, Irak, Akdeniz’den Kıbrıs ve İsrail gazının hem ihtiyaçlarımızı karşılamada birbirlerine rakip olması, hem de Anadolu üzerinde rekabet ederek, belli fiyat oluşumuyla başka ülkelere ulaştırılmasıyla Türkiye enerji merkezi haline gelebilir.

KÜRESEL EKONOMİYE ENTEGRE OLMUŞ BİR KOMŞUYU TERCİH EDERİZ

2014 rakamları ile ülkemizin toplam ihracatımızdaki %2.5’lık oranla en çok ihracat yaptığımız 10. Ülke olurken; toplam ithalatındaki %4.1’lik payı ile İran en çok ithalat yapılan 6.ülke olmuştur. Yaptırımlar öncesinde İran ihracatımızda ilk 5 ülke arasında yer alıyordu.

İran ile temel banka işlemlerinin bile yapılamadığı mevcut süreçten liberal ekonominin gerektirdiği finansal ve ticari koşulların oluştuğu ilişkiler kurulabilecek. İran’la yapılan Tercihli Ticaret Anlaşması 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmişti. Türkiye ile İran arasında imzalanan bu anlaşma ile Türkiye’den 140, İran’dan 125 olmak üzere toplamda 265 üründe gümrük vergilerinin çok aşağıya çekilmesi ile beraber, yılın ilk 6 ayında İran’a ihracatımız yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara yükselmiştir. Bu açıdan, İran’ın zenginleşmesini ve dolayısıyla bölgede tüketimin artmasını sağlayacak gelişmeler, ihracat potansiyelimiz için büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda İran ile ticaret hacmimizin yıl sonunda 16 milyar dolar, 2016 sonu itibariyle ise 35 milyar dolara yükselmesi beklenmektedir. Ayrıca Türkiye İran ticaretinin geçiş yolları üzerinde. Bu yüzden İran’ın uluslararası pazarlara dönmesi Türkiye’nin ekonomik anlamda lehinedir. İran’ın dünya ile bütünleşmesi ve bölgede siyasal risklerin azalması, tüm bölgeye yatırımların artmasını sağlayacağı için Türkiye bu süreçten hem yatırım hem de ticaret anlamında pozitif etkilenecektir.

İran’a finansal yaptırımların kalkacak olmasıyla Türkiye ve İran arasında yeni bir döneme adım atılıyor. Yaptırımlar nedeniyle başta doğalgaz bedeli olmak üzere birçok alandaki ödemeyi dolaylı olarak yapmak zorunda olan ve akreditif sorunu yaşayan Türkiye tercihli ticaret anlaşmasının etkisini de asıl bundan sonra hissedecektir. Türkiye’nin yaptığı ödeme şekli olarak altın ihracatı dönemini kapatacak.

İRAN’DA HANEHALKI BORÇLULUĞU DÜŞÜK, TÜKETİM VE YATIRIM POTANSİYELİ YÜKSEK

İran yabancı yatırımlar için ülkede elverişli bir yatırım iklimi yaratarak önemli miktarda yabancı yatırımı ülkeye çekmeyi hedeflemektedir. Türk Şirketleri rekabet avantajına sahip olduğu inşaat ve müteahhit işlerinde İran pazarında pastadan büyük dilimi alabilir.

Türkiye gibi büyük ve genç bir nüfusa sahip olan İran’ın hane halkı borçluluğu çok düşüktür. Ambargolar kalktığında iç tüketim fırsatlarının artması ve pazarın hızla canlanması beklenmektedir. Coğrafi yakınlığı ve orta teknoloji alanında Türkiye’nin rekabet şansının olması, büyük bir fırsat yaratacaktır.

Türkiye ekonomisi sınır komşusu 77 milyonluk İran Pazarının yeniden Dünyaya entegre olmasını önemli bir fırsata dönüştürebilir.

5 136
Linkedin Hesaplarımız
Son Yazılar
Ayın İpucu
İşletmedeki stokların TL tutarları 2023 yıl sonunda enflasyonla vergi alınmadan düzeltilecek. Tutarları artırılmış bu stoklar 2024'de satıldığında maliyet olarak kabul edilecek. Önemli bir vergisel avantaj.
© 2021. All Rights Reserved.